20 Haziran 2012 Çarşamba

2012 Yetenek Sınavları Tarihleri Açıklanan Müzik Bölümleri

Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Bestecilik Anasanat Dalı Özel Yetenek Sınavı Duyurusu

Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bestecilik (Kompozisyon) Anasanat Dalı 2012-2013 Akademik Yılı için Lisans düzeyinde öğrenci alacaktır. Genel kabul koşullarını karşılayan adaylar, özel yetenek sınavına başvurabilirler. Sınav aynı zamanda seviye belirleme amacını taşımaktadır ve sınav sonucunda öğrenci, Mesleki Hazırlık ya da Lisans 1. Sınıfa alınabilecektir.

Sınavda adaylardan beklenenler:

1. Müziksel Duyuş: Aralık ve akor adlandırmayı da içerir (Yazılı ya da sözlü).
2. Temel Teori Bilgileri: Aralıklar, diziler, akorlar, vb… (Lisans 1. Sınıfa kabul edilebilmek için tüm temel teori konularına hakim olunması beklenir).
3. Solfej: Minimum Lavignac 1/A’nın tamamlanış düzeyinde. (Lisans 1. Sınıfa kabul edilebilmek için, Lavignac 2/C tamamlanış düzeyinde solfej bilgisi istenir).
4. Enstrüman: Adayın bir enstrümanda (tercihen piyano) iki eser seslendirmesi beklenir. 
5. Özgün Eser: Adayın en az iki özgün çalışmasının notasını jüriye sunması ve tercihen seslendirmesi ya da kaydını sunması istenir.
6. Müzik Kültürü: Adayın jüri üyelerinden gelen müzik kültürüne dair soruları cevaplandırması beklenir.

Sınav tarihleri konservatuvarımızın web sitesinde daha sonra duyurulacaktır.

Balıkesir Üniv. Necatibey Eğitim Fakültesi

Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı

 Gaziantep Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı

H.Ü. Ankara Devlet Konservatuvarı


Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı


2012 Üniversite ÖYP Kontenjanları


2012 Üniversite Bazında ÖYP Kontenjan Sayıları

2012 Üniversite Bazında ÖYP Kontenjan Sayıları
Abant İzzet Baysal Üniversitesi 40
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 30
Adıyaman Üniversitesi 38
Adnan Menderes Üniversitesi 42
Afyon Kocatepe Üniversitesi 45
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi 33
Ahi Evran Üniversitesi 33
Akdeniz Üniversitesi 47
Aksaray Üniversitesi 31
Amasya Üniversitesi 35
Anadolu Üniversitesi 59
Ankara Üniversitesi 46
Ardahan Üniversitesi 27
Artvin Çoruh Üniversitesi 34
Atatürk Üniversitesi 55
Balıkesir Üniversitesi 43
Bartın Üniversitesi 33
Batman Üniversitesi 33
Bayburt Üniversitesi 33
Bilecik Üniversitesi 31
Bingöl Üniversitesi 34
Bitlis Eren Üniversitesi 34
Boğaziçi Üniversitesi 20
Bozok Üniversitesi 31
Bursa Teknik Üniversitesi 30
Celal Bayar Üniversitesi 42
Cumhuriyet Üniversitesi 46
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 43
Çankırı Karatekin Üniversitesi 29
Çukurova Üniversitesi 52
Dicle Üniversitesi 49
Dokuz Eylül Üniversitesi 62
Dumlupınar Üniversitesi 50
Düzce Üniversitesi 37
Ege Üniversitesi 59
Erciyes Üniversitesi 51
Erzincan Üniversitesi 39
Erzurum Teknik Üniversitesi 30
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 41
Fırat Üniversitesi 40
Galatasaray Üniversitesi 10
Gazi Üniversitesi 70
Gaziantep Üniversitesi 45
Gaziosmanpaşa Üniversitesi 44
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 33
Giresun Üniversitesi 40
Gümüşhane Üniversitesi 31
Hacettepe Üniversitesi 49
Hakkari Üniversitesi 33
Harran Üniversitesi 35
Hitit Üniversitesi 36
Iğdır Üniversitesi 32
İnönü Üniversitesi 39
İstanbul Teknik Üniversitesi 25
İstanbul Üniversitesi 70
İstanbul Medeniyet Üniversitesi 31
İzmir Katip çelebi Üniversitesi 31
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 28
K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi 47
Kafkas Üniversitesi 38
Karabük Üniversitesi 30
Karadeniz Teknik Üniversitesi 54
Karamanoğlu Mehmetbey Ün. 30
Kastamonu Üniversitesi 30
Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi 31
Kırıkkale Üniversitesi 41
Kırklareli Üniversitesi 38
Kilis 7 Aralık Üniversitesi 33
Kocaeli Üniversitesi 56
Konya Üniversitesi 41
Mardin Artuklu Üniversitesi 33
Marmara Üniversitesi 59
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 35
Mersin Üniversitesi 35
Mimar Sinan Üniversitesi 29
Muğla Üniversitesi 40
Mustafa Kemal Üniversitesi 46
Muş Alparslan Üniversitesi 34
Namık Kemal Üniversitesi 36
Nevşehir Üniversitesi 31
Niğde Üniversitesi 34
Ondokuz Mayıs Üniversitesi 44
Ordu Üniversitesi 31
Orta Doğu Teknik Üniversitesi 20
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi 29
Pamukkale Üniversitesi 44
Rize Üniversitesi 38
Sakarya Üniversitesi 57
Selçuk Üniversitesi 74
Siirt Üniversitesi 28
Sinop Üniversitesi 28
Süleyman Demirel Üniversitesi 57
Şırnak Üniversitesi 32
Trakya Üniversitesi 47
Tunceli Üniversitesi 28
Türk Alman Üniversitesi 25
Uludağ Üniversitesi 52
Uşak Üniversitesi 37
Yalova Üniversitesi 33
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 26
Yıldız Teknik Üniversitesi 39
Yüzüncü Yıl Üniversitesi 39
Zonguldak K.Elmas Üniversitesi 42



http://www.oypforum.net/forum/oyp-guncel-haberler/234-2012-universite-bazinda-oyp-kontenjan-sayilari.html

15 Haziran 2012 Cuma

2012-2013 Öyp Kadrolarına Başvuracak Adayların Dikkat Etmesi Gereken Önemli Noktalar

2012-2013 Öyp Kadrolarına Başvuracak Adayların 

Dikkat Etmesi Gereken Önemli Noktalar

Buradan Ulaşabilirsiniz

2012-Yetenek Sınavları Tarihleri Açıklanan Müzik Bölümleri


2012-2013 Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi 
Özel Yetenek Sınavı Yönergesi


MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
İSKENDERUN MUSTAFA YAZICI DEVLET KONSERVATUARI
MÜZİK BÖLÜMÜ
2012

Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Özel Yetenek Sınavı

2012-Yetenek Sınavları Tarihleri Açıklanan Müzik Bölümleri

Adıyaman Üniversitesi Devlet Konservatuvarı

2012-2013 eğitim-öğretim yılı için; Adıyaman Üniversitesi Devlet Konservatuvarı “Sahne Sanatları Bölümü” “Koro Anasanat Dalı”na 12 kız, 12 erkek öğrenci olmak üzere 24 öğrenci alınacaktır. Özel Yetenek Sınavı için başvuru koşulları aşağıda belirtilmiştir.

1- Yüksek Öğretime Geçiş Sınavının (YGS) herhangi bir türünden en az 180 puan almış olmaları,

2- Özel yetenek sınavının ön kayıt tarihi: 11-22 Haziran 2012 (Cumartesi ve Pazar günleri hariç) tarihleri arasında yapılacaktır,

3- Özel yetenek sınav tarihi: 25-26-27 Haziran 2012 tarihlerinde yapılacaktır,

4- Posta ile yapılacak başvurular kabul edilmeyecektir.

ÖN KAYIT İÇİN GEREKLİ BELGELER:

- 1 adet nüfus cüzdan sureti (aslı ile birlikte fotokopi) 

- 1 adet YGS puan sonuç belgesi sureti (aslı ile birlikte fotokopi)

- 2 adet yeni çekilmiş fotoğraf 

Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü

İLETİŞİM ADRESİ:
Adıyaman Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü
Sağlık Yüksek Okulu Binası Altınşehir/Adıyaman
Telf.: 0416 223 23 28 Faks: 0416 223 23 28

http://www.adiyaman.edu.tr/birimler.php?birimid=40&menuid=359

Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı

LİSANS DEVRESİ BAŞVURU VE SINAV TARİHLERİ

BAŞVURU TARİHLERİ : 30 TEMMUZ 2012- 31 AĞUSTOS 2012

OPERA-ŞAN ASD. GİRİŞ SINAVLARI

ÖN ELEME SINAVI : 03 EYLÜL 2012

BARAJ SINAVI : 04 EYLÜL 2012

KESİN KABUL SINAVI : 05 EYLÜL 2012



http://devletkonservatuvari.cu.edu.tr/

2012 - Müzik Bölümü Olan Üniversiteler Listesi



Tam listeye buradan ulaşabilirsiniz.
http://www.oypforum.net/forum/muzik-bolumu/190-2012-universiteler-muzik-bolumleri.html 

11 Haziran 2012 Pazartesi

Libretto Nedir


Libretto Nedir

Opera, oratoryo, kantat gibi eserlerinin sözel metinlerine libretto adı verilmektedir.  Sözler yarı şiirsel olarak ya da düz metin biçimlerinde olabilmektedir. Operada seyircilere sahnelenen eserin metni küçük bir kitap olarak verilmektedir ki Librettoda: İtalyanca küçük kitap anlamına gelmektedir.
Opera eserlerinde, belirli bir konuyu anlatan şiir, öykü vb gibi durumlar libretto olarak kullanılabildiği gibi başlı başına hiçbir şeye bağlı olmadan, öznel olarak yazılmış librettolarda bulunmaktadır. Genel olarak yazılı eserlerin üzerlerine müzik yazılarak opera eserleri oluşturulmaktadır. Bir tiyatro eseri alınarak oluşturulan librettolarda ise eserin özüne uygunluk zorunlu bir durumdur. Bir tiyatro eserinin tamamı libretto olarak kullanılabildiği gibi, sadece bir bölümü ya da konusu temel alınarak yazılan librettolar mevcuttur.
Opera eserlerinde eserin bestecisi ile libretto yazarı birlikte anılmaktadır. Eserin müziği kadar librettosu da o eserin güzelliğini yansıtan temel unsurdur. Örneğin Da Ponte ile Mozart, Boito ile Verdi gibi.
Da Ponte ve Boito müzik tarihinin en önemli libretto yazarlarındandır.
Kendi eserleri için librettolar yazmayı başarabilen bestecilerde vardır ki bunların en önde geleni de Wagner’ dir.
Yoğunlukta var olan librettolar üzerine müzikler yapılmıştır ancak müzikleri yapılmış ve daha sonra üzerlerine libretto yazılmış eserlerde az da olsa bulunmaktadır. Örneğin; Rus beşleri üyesi olarak bilinen ünlü besteci Rimsky-Korsakov, bestelediği küçük eserlerin üzerine librettoları daha sonra yazdırmıştır.
Yazılan librettolarda müziğe göre ufak çaplı değişiklikler olabilmektedir. Var olan müzikle, sözün, ritmin ve uyağın, uyuşması açısından bu tür değişikliklere başvurulabilinmektedir.  Bunların dışında bazı opera eserlerinin birden fazla librettosu olabilmektedir.
Ülkemizde de Ahmed Adnan Saygun’ un  bestelediği ve librettosunu yazdığı Yunus Emre Oratoryosu dünya çapında üne kavuşmuş ayrıca Fazıl Say’ ın müziklerini yaptığı, Aytaç Yalman’ ın librettosunu yazdığı Nazım Hikmet oratoryosu da son yıllarda önemli olarak gösterilebilecek libretto yazılarındandır.

Recitative Nedir


Recitative Nedir

Opera, oratoryo, Kantat, vb sahne eserlerinde öykü, konu, ya da eser içerisindeki bir metni şarkı söyler gibi seslendirme biçimine recitative denilmektedir. Opera ile birlikte ortaya çıkan bu vokal tür, Türkçeye, reçitatif olarak geçmiştir.
Reçitatifte, konuşma biçimi iniş ve çıkışın hakim olduğu bir yapıya sahip olduğundan dolayı, müzik ikinci planda kalmaktadır. Tam anlamı ile belirgin bir yapıya sahip olduğu söylenemez. Reçitatifin eser içerisindeki asıl amacı, eserin içerisindeki konu ya da öykünün bağlantılarını müzikal bir form anlayışı içerisinde birbirine bağlamaktır.
 Reçitatif için tam anlamıyla bir şarkı söyleme biçimi denilemez. Daha çok konuşurcasına söylenen bir form anlayışıdır ancak bu konuşmanın da ezgisel olarak seslendirilmesi biçimidir. Genel anlamı ile belirli bir formu yoktur. Ritim ve ölçü bakımından oldukça esnek bir yapısı bulunmaktadır.
Reçitatif; Secco reçitatif ve Accompagnato reçitatif olarak iki türe ayrılmaktadır.
Birinci tür olan Secco reçitatif, kuru eşlik demektir. Adından da anlaşılacağı gibi, bu türde enstrümanlar, eserin kadans, yani kalış bölümünü çalmaktadır. Kalış bölümünde akorları çalan bir klavyeli çalgı ve onun bas partilerini destekleyen viyolonsel,  reçitatifi net olarak duymanızı sağlamaktadır.
İkinci tür olan Accompagnato reçitatif, eşlikli anlamına gelmektedir. Bu yapıda ise orkestranın tamamı ya da belirli bir çalgı grubu reçitatife eşlik etmektedir. Birinci türe göre melodinin de hakim olduğu bir yapısı bulunmaktadır.
Eserlerdeki bütünlüğü sağlamak açısından Secco reçitatif 19. yüzyıldan itibaren çok nadir kullanılan bir yapı olmuştur. Eşlikli reçitatif olan Accompagnato ise yeni bir biçime dönüşmeye başlayarak aralarda çalınan değil, sürekli eşlik eden bir form yapısına bürünmeye başlamıştır.
J. S. Bach’ ın Mattheus Passion’ unda, Debussy’ nin Pelleas ve Melisande operasında bu reçitatif türleri bulabileceğiniz güzel örnekler bulunmaktadır.

Bağlama Nedir


Bağlama Nedir

Türk halk müziğimizin hemen hemen her bölgesinde en sık kullanılan genelde yedi ve 9 telli, mızrap(tezene) ile çalınan ses genişliği yaklaşık iki oktav olan, tahta telli çalgıya bağlama denilir. Bağlamanın atası olarak Kopuz gösterilmektedir. Bu iki çalgı da gerek çalım gerek şekil itibari ile birbirlerine oldukça benzerdir.
Bağlama sözcüğünün ilk olarak 18. yüzyılda kullanıldığı tahmin edilmektedir. Çalgının adının, sapında bulunan perdelerin ve tellerin bağlanmasından esinlenerek konulduğu düşünülmektedir. 
Bağlama kısaca; armudu andıran tekne ( gövde), teknenin üzerine yapıştırılan göğüs ve sap kısımlarından oluşmaktadır. Göğüs kısmında bulunan orta eşik ile sap kısmında bulunan üst eşik üzerine gerilen teller, yine sap kısmında bulunan burgular yardımı ile akort edilmektedir. İlk önceleri kiraz kabuğundan yapılan tezeneler, günümüzde plastikten yapılmaktadır.
Bağlamaya saz da denilmektedir ancak bu yanlış bir adlandırmadır. Saz, isim olarak bütün enstrümanların genel adı olarak kullanılan bir sözcüktür. Bağlama, telli sazlar grubunun sadece bir üyesidir, tıpkı ud ve gitar örneklerinin de olduğu gibi…
Bağlama ailesi kendi içerisinde çeşitli boyutlarda bulunmaktadır. Bunlar büyükten küçüğe doğru; Meydan Sazı, Divan Sazı, Çöğür (Bağlama), Bozuk, Cura ve İkitelli sazlarıdır.
Meydan Sazı: 12 telli bir çalgı olan meydan sazına 12 telli de denilmektedir. Bas sesi veren, bam tellerinden daha kalın olan tellere bambam adı verilmektedir. Bağlama ailesinin en bas sesli çalgısıdır. Klavyesinin uzunluğu ve enstrümanın büyüklüğü nedeniyle günümüzde kullanımı azalmıştır.
Divan Sazı: Meydan sazının bir boy küçüğü olan divan sazında, üçerli gruplar halinde 9 tel bulunmaktadır.  Bas ve dolgun bir tınıya sahiptir.
Her ne kadar bu iki çalgı ayrı gruplarda olsa da, bazı müzikologa göre; Meydan Sazı ve Divan Sazı aynı çalgı olarak kabul görmektedir.
Çöğür ( Bağlama): Bağlama ailesinin en sık kullanılan çalgısıdır. Genel olarak, alt tel grubunda 3, orta ve üst tel gruplarında 2’ şer adet, toplam 7 telli bir çalgıdır.  Perde sayısı,17 ile 22 arasında değişkenlik gösterebilir. Günümüzde sık kullanımından dolayı; bağlama, kısa sap bağlama olarak ta bilinmektedir. Hatta pek çok müzik literatüründe bu isimlere rastlamak mümkündür.
Bozuk: Ege ve Akdeniz bölgelerinde kullanılan bu çalgının tel ve perde sayısı bağlama ile aynıdır. Yunanistan halk çalgısı olan Buzuki’den bir farkı olmayan çalgı günümüzde çok nadir olarak kullanılmaktadır.
Cura: Bağlama ailesinin en küçük üyesidir. 3- 4 telli olarak kullanımları mevcuttur.
İkitelli: Anadolu’nun en eski çalgılarından olan ikitelli, curadan biraz daha büyüktür. Adından da anlaşılacağı üzere 2 telli bir çalgıdır. Nadir kullanımı olan, unutulmaya yüz tutmuş çalgılarımızdandır.
Talip Özkan, Arif Sağ, Orhan Gencebay, Erdal Erzincan, Erol Parlak, İsmail Tunçbilek, İsmet Topçu, ülkemizdeki önemli bağlama virtüözlerinden bazılarıdır.

4 Haziran 2012 Pazartesi

3 Haziran 2012 Pazar

2012-2013 Cumhuriyet Üniversitesi Müzik Yetenek Sınavı

C.Ü. Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği 

Yetenek Sınavı 2012-2013

Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümü özel yetenek sınavı başvuru ve sınav tarihleri belli olmuştur.


Başvuru ve Önkayıt: 16-30 Temmuz 2012


Sınav Tarihi:01-02-03 Ağustos 2012


Kesin Kayıt:08-09-10 Ağustos 2012


Ayrıntılı bilgi için 
http://www.cumhuriyet.edu.tr/duyurugoster.php?recordID=3366

Klasik Dönem Müziği

Klasik Dönem Müziği


Batı müziğinde J. S. Bach’ ın ölümü olan 1750 yılında başlayıp, 1800’ lü yıllarda sona eren müzik akımına Klasik Dönem adı verilmektedir. Kimi müzikologlara göre dönemin sona ermesi 1789 Fransız İhtilali iken, bazı müzikologlara göre de, Mozart’ ın ölümü olan 1791 yılıdır. Ancak her dönem için geçerli olduğu gibi dönemler belirli bir süreç içinde sona ererler. Bu yüzden net bir tarih vermek yanılgı olabilmektedir. Diğer dönemler baz alındığında çok kısa bir zaman dilimini kapsayan Klasik Dönem, bestecileri ve müzikal formları ile oldukça geniş bir dönemdir.
Klasik Döneme, klasik isminin verilmesi, bugün kullandığımız çoğu müzikal formun ve yapının bu dönemde bugünkü şeklini almasındandır. Aydınlanma felsefesi, müziğin üslubuna işlenmiştir. Dönemin müziği kendinden önceki Barok Dönemin aksine sade, yalındır. Barok Dönemde kullanılan sürekli bas yerini homofoniye, çembalo ise yerini piyanoya bırakmıştır. Yine aynı şekilde barok Dönemde ortaya çıkan süslemelerin kullanımı da bu dönemde farklılıklar göstermektedir. Rokoko akımı ile müziğe yeni bir yön verilerek, sadelik ön plana çıkartılmıştır.
Klasik Dönemin oluşumuna 18. yy ortalarında kurulan Mannheim okulunun etkisi damgasını vurmuştur. Kilise ve saray etkisinde olan Barok müziğinin aksine müzik yavaş yavaş halka inmeye başlamış, saraylardaki konser salonları yerini, halkında müziğe ulaşabilmesini sağlayan büyük konser salonlarına bırakmıştır. Dönemde özellikle senfoni çok büyük gelişim göstermiş ve döneme Haydn ile damgasını vurmuştur. Aynı zamanda bale, opera, sonat ve konçerto da dönem müziğinde önemli bir yere sahiptir.
Müzik tarihinde Viyana Klasikleri olarak bilinen; Haydn, Mozart ve Beethoven, dönemin en önemli bestecileridir. Bu üç besteci piyano sonatları, konçertolar, senfonik eserler ile kendilerinden sonraki dönemlere ışık tutmuşlardır. Klasik Dönem müziğinde melodi ve armoni öne çıkartılarak sade bir biçimde uygulanmış, müziğin sadece soyluların değil tüm halkın kültürel yapısına hitap etmesi gerekliliği savunulmuştur.
Klasik Dönemin ilk evresi olarak, C. P. Emmanuel Bach ve Johann Stamitz önderliğinde kurulan Mannheim okulu önderliğinde, Erken Klasik Dönem olarak kabul edilir. Okul barok müziğinin görkem ve şatafatından kurtulma sade ve yalın müzik yapılmasının öncüsüdür. Mannheim okulunun kurduğu orkestra, nüansların ve müzikalitenin diğer besteciler tarafından duyularak, onlara esin kaynağı olmuştur. Gluck’ un opera sanatına yeni bir boyut kattığı dönemde bu zaman dilimine denk gelmektedir.
Yüksek Klasikler olarak ta bilinen ikinci evrede Klasik Dönemin doruğa ulaştığı dilimdir. Haydn ve Mozart bu anlamda bu evrenin en önemli bestecileridir.
Geç Klasikler olarak bilinen son evrede ise Beethoven ve Schubert müzikte ön plana çıkmaktadır. Her iki besteci içinde romantik dönemin kapılarını aralamışlardır diyebiliriz. Hem Beethoven hem de Schubert’ in hem Klasik hem de Romantik Dönem eserleri mevcuttur.
Küçük burjuvazinin Fransız ihtilali ile söz sahibi olması, müziğin Romantik Üsluba doğru yönlenmesini sağlamış, Beethoven ile birlikte Klasik Dönemin kapılarını kapatılarak, Romantik Döneme geçilmiştir. 
Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert, Stamitz, Gluck, Klasik Dönemin önemli bestecilerindendir. 

Barok Dönem Müziği

Barok Dönem Müziği

Klasik Batı Müziği tarihinde, ilk opera denemesi olan dafne operası ile başlayıp, ünlü besteci J. Sebastian Bach’ ın ölümü olan 1750 yılına kadar geçen yaklaşık 150 yıllık sürece Barok Dönem adı verilmektedir. Dönemin başlangıç bestecisi olarak Monteverdi, kapanış bestecisi olarakta Bach gösterilmektedir. Barok kelimesi dönemi aşağılamak için Klasik Dönemde verilmiş bir isimdir. Portekizce işlenmemiş çarpık inci anlamına gelen barok kelimesi aslında bir denizcilik terimidir.
Kendinden sonraki dönemde beğenilmemiş olsa da Barok Dönem, müzik tarihinin en önemli dönemini kapsamaktadır. Rönesans Döneminde opera denemeleri olsa da sanatsal değeri olan operalar Barok Dönemde yazılmaya başlanmıştır. Yine Rönesans Döneminde ilk temelleri atılan tonal yapı yani majör ve minör kalıplar, yine bu dönemde bir standart içerisinde sistematiğe oturtulmuştur. Bunlara ilave olarak Barok Dönemde, ton değişimi anlamına gelen modülasyon teknikleri oturtulmuştur. Bu yönü ile müzik tarihinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Dönemin diğer bir özelliği de eser arasında tempo değişimini belirtmek için verilen bitiş bölümleridir. Bu dönemde çalgısal pek çok yeni tür ortaya çıkmıştır. Konçerto, süit, senfonin atası olan sinfonia gibi çalgısal türlerin yanı sıra oratoryo, kantat, opera gibi diğer türlerde ortaya çıkmıştır.
Barok Dönem genel olarak soylulara hitap eden bir çağdır. Dönemin görkem ve şatafatı müziklere yansımıştır. Dönem müziği yoğun bir yapıya sahiptir. Zıtlıklar, enstrüman grupları arasındaki karşılıklı atışmalar, sürekli ya da şifreli bas, çembalo, konturpuan, ses yüksekliklerinin kullanılması dönemin başlıca özelliklerinden bazılarıdır. Bu müzikal zenginlikler, kaynağını genel anlamı ile tonal yapının oturmasına borçludur.
Barok Dönemi genel anlamı ile şu üç başlık altında değerlendirilmektedir.
Erken Barok: 1600-1650
Önemli Bestecileri: Monteverdi, Gesualdo
Gelişme (Yayılma, Orta)Dönemi: 1650-1700
Önemli Bestecileri: A. Scarlatti, Corelli, H. Purcell
Olgun (Doruk) Barok: 1700-1750
Önemli Bestecileri: Vivaldi, Telemann, Handel, J. S. Bach
Dönemin en önemli enstrümanı klavsendir. Dönemin sonlarına doğru piyano bulunmuş olsa da piyano için eser yazılmamıştır. Keman önem kazanmış ve bir çok eserde birincil enstrüman olarak kullanılmıştır. Genel olarak Rönesans Dönemin enstrümanları kullanılsa da bu çalgılar gelişim göstermiştir. Dönemin en önemli bestecisi J. S. Bach’ tır. Tonalitenin bugünkü şeklini almasında önemli bir pay sahibi olan besteci aynı zamanda füg ve tocatto gibi müzikal formları zirveye taşımıştır.
Barok Dönem müziği için bugünkü kullanılan müzikal yapıların temellerinin sağlam olarak atıldığı ve hemen hemen her dönemde müzikal altyapısının etkisini hissettirdiği dönemdir diyebiliriz. Kendinden sonraki dönem olan Klasik dönemde her ne kadar beğenilmemiş olsa da dönemin müzikal zenginliğinden faydalanmışlardır. Klasik Dönemin en önemli bestecilerinden Haydn ve Mozart’ ın Bach’ ın eserlerini defalarca kez incelemiş olmaları da bunun ispatıdır.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Müzik Bölümü Mezunları


Müzik Bölümü Mezunları 

Güzel Sanatlar Fakülteleri Müzik Bölümleri, kendi içerisinde Müzik Bilimleri ve Müzik Teknolojileri bölümlerini barındırır. Bu bölümlerden müzik bilimleri bölümleri, genel olarak sözel puan ağırlıklı olarak öğrenci alımı yaparken, müzik teknolojileri bölümleri, sayısal puana göre alım yapmaktadır.
Müzik bilimleri bölümünden mezun olan öğrenciler, müzikolog olarak diplomalarını almaktadırlar fakat malumunuz ülkemizde müzik bilimine pek de önem verilmemektedir. Bu açıdan bakıldığında, müzikolog sıfatıyla iş bulma olanağı oldukça düşük bir ihtimaldir.
Peki, müzik bilimleri bölümünden mezun olanlar ne iş yaparlar? Gazete ve dergilerde müzik ile ilgili köşelerinde yazarlık yapabilir, müzik eserlerini yorumlayabilirler. Devlet tiyatrolarında, repertuar düzenlemesi yapabilir ve müziklerini yapabilir. Opera bale bölümlerinde, korrepetitör olarak iş bulabilirler. Bu belirttiğim iş olanakları için müzik alanında kendisini yetiştirmiş, alanında donanımlı kişiler rahatlıkla iş olanaklarına sahip olabilirler. Müzik dershanesi açmak da başka bir iş imkanıdır. Bunlara ilave olarak alacağınız pedagojik formasyon ile öğretmen olma imkanınız da bulunmaktadır.
Müzik teknolojisi bölümünden mezun olanlar, tonmaisterlik, aranjörlük, ses kayıt, seslendirme, radyo&tv yayıncılığı, bilgisayarla müzik üretimi gibi alanlara yönelebilirler. Müzik bilimleri mezunları gibi, öğretmen olmak için formasyon alma hakları da vardır.
Yukarıda belirttiğim tüm iş imkanlarına ilave olarak akademisyen olmak da diğer bir iş imkanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada belirtmeliyim ki bu alanda müzik teknolojileri bölümü mezunlarının bu anlamda şansı müzik bilimlerine göre oldukça fazladır. Müzik teknolojisi bölümleri ülkemizde çok yeni denebilecek bölümlerdir ve akademisyen açısından oldukça kısırdır. Kendini yetiştirmiş akademisyenlere diğer bölümlere nazaran daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
 Ülkemizde son dönemlerde müzik öğretmenliği bölümlerine giremeyen öğrencilerin, güzel sanatlar fakültelerine yöneldikleri, bu bölümleri öğretmenlik için bir adım olarak gördükleri gözlenmektedir. Oysaki güzel sanatlar bölümlerinin amaçları arasında müzik öğretmeni yetiştirmek yoktur. Kendisini yetiştirmiş müzik adamlarına ülkenin ihtiyacı vardır ki bu bölümlerin amacı da bu alanlara yöneliktir. Biraz çaba ve çalışma ile müzik bölümü mezunu öğrencileri alanlarında iyi yerlere gelebilir ve oldukça iyi paralar kazanabilirler.

Ayrıntılı bilgi için http://www.oypforum.net' i ziyaret edebilirsiniz.

1 Haziran 2012 Cuma

Öyp ile Hedeflenen Nedir?


Öyp ile Hedeflenen Nedir?


Öğretim üyesi yetiştirme programı olarak başlayan ÖYP, öncelikli olarak yeni açılmış üniversiteler başta olmak üzere Türkiye genelindeki bütün üniversitelere öğretim üyesi yetiştirmeyi hedeflemektedir. Üniversitelerdeki yetişmiş akademik kadro açığının kapatılmasını sağlamak ve alanlarında yetişmiş öğretim üyeleri kazandırmak temel amaçlardandır.
Ales ve not ortalaması ile alınan ÖYP araştırma görevlileri, öncelikle 6 aylık yurt içi dil eğitimine tabi tutulurlar. Daha sonraki süreçte dil sınavlarından başarılı olanlar, 3 aylık bir yurt dışı eğitimine gönderilirler. Bu eğitimlerin tamamı yök tarafından oluşturulmuş bütçe tarafından karşılanmaktadır. 
Dil eğitimlerinin amacı öğretim üyeliği için gerekli olan dil puanının alınmasını sağlamak ve yurt dışında yapılmış olan bilimsel çalışmaların takip edilme olanağını da kazandırmaktır.
Yüksek lisans ve doktora programlarında, alanında başarılı olan büyük üniversitelerde eğitim alınması sağlanarak alanında yetişmiş, yetkin, öğretim elemanlarının üniversitelere kazandırılması diğer hedefler arasındadır.  35. madde ile yüksek lisans ve doktora için görevlendirilen ÖYP araştırma görevlileri, programlarını tamamladıktan sonra görev yerleri olan üniversitelerine dönerek çalışmalarına devam ederler.
Her ÖYP’li araştırma görevlisi için ayrıca oluşturulan ödenek desteği ile bilimsel çalışmalara destek veren program, bilimsel araştırmaların da ülkemize kazandırılmasını hedeflemektedir.



Ayrıntılı bilgi için http://www.oypforum.net' i ziyaret edebilirsiniz.

Mehter Müziği


Mehter Müziği

XIV. yy da, Osmanlı Devletinde 1826 yılında Yeniçeri ocağı kaldırılana kadar sürdürülen askeri müziğe Mehter müziği adı verilmektedir. Daha sonraları bu geleneği tanıtmak için Mehter müziği devam ettirilmiş ve günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Asker müziği olarak kullanılmış bir müzik biçimi olan mehter müziği savaşlarda düşmanı korkutmak için kullanılmış ve bu alanda çok başarılı olmuş bir müzikal yapıdır.
Üflemeli ve vurmalı çalgılardan oluşan mehter gruplarında; Davul, nakkare, kös, kudüm, çevgan, zurna, zil, zilli maşa gibi çeşitli enstrümanlar kullanılır. Ritmik sistem bu müziğin temel öğesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Mehter topluluklarında koro da kullanılmakta ve hareket halindeki grup sağ ayakla yürüyüşüne başlamaktadır.
Mehter müziği, geleneksel sanat müziğimizin pek çok özelliğini içerisinde barındırmakla birlikte kullanılan form yapısında farklılıklar bulunmaktadır. Mehter, peşrev, mehter saz semai, mehter semai, mehter marşı kullanılan formlardandır.
19. yy. la birlikte yürüyüş amacı için bestelenmiş olan mehter marşı bugün en sık kullanılan mehter müziği formudur.
Bugün bildiğimiz Alla Turca adı verilen Avrupa müziği, mehter müziğinden etkilenerek ortaya çıkmış müzikal bir formdur.